Haz ve acı, hayatımızın dümeninde oturuyor gibi gelir ilk etapta. Sonuçta çikolata yemek haz verirken dişimizin ağrısı müthiş bir ıstıraptır. İnsanoğlu acısının da kölesidir, hazzının da… En azından Jeremy Bentham böyle düşünüyor. Peki bu kadar basit mi sizce? Yani aldığımız her aksiyonda ne kadar ve ne şiddette zevk alacağımıza mı odaklanırız, ya da ne kadar ve ne şiddette kahrolacağımıza mı? Eğer böyle olsaydı Robert Nozick tarafından yazılan senaryo hepimizi müthiş bir albeni ile kendine çekerdi. İçinde sade ve sadece arzularımızın yer aldığı bir deneyim makinesine bağlanmak… Hem de sonsuza dek.. Sonsuza dek zevk içinde yaşama fikri oldukça cazip değil mi? İşte yanılgı burada başlar. İnsan o kadar da sefasına düşkün değildir aslında. Belirsiz, zaman zaman acılar, eksiklikler ve yarım kalan hikayelerle dolu bilinmez bir hayat insana daha cazip gelir. Görünüşe bakılırsa insan sadece haz almak ve acıdan kaçmak için yaratılmamış. Salt fayda sağlamak üzerine kurulu bir yaşam kimseye düşünüldüğü kadar çekici gelmiyor… Faydacılığı şöyle düşünelim, fareler insanların sağlığı için zararlıdır evet, varlıkları ile çeşitli hastalıklara yol açabilirler. Bu durumda yeryüzündeki tüm fareleri ortadan kaldırmak görünürde insanın faydasına hizmet ediyor gibi değil mi!? Peki bunu yaparsak ekolojik dengenin bozularak yeryüzünün leş ve kanalizasyonla kaplanacağını bilseniz farelere büyük bir saygı duymaz mıydınız? Peki ya uyuşturucu maddelerden aldığımız zevk ve yüksek endorfin salgılayarak çıktığımız doruklar bizim için şiddet ve miktar anlamında eşi benzeri bulunmaz haz kaynağı değil mi? İyi de uzun vadede bizi düşük kaliteli yaşam ve hatta ölüme sürükleyen bir alışkanlık da ta kendisi değil mi? John Stuart Mill diyor ki faydacılık bu kadar eksik ve yüzeysel bir tanımla ifade edilemez. Haz dediğimiz şeyin niteliği de önemlidir. Mesela deliler gibi para kazanıp çılgınlar gibi çanta ve ayakkabı alan biri belki yüksek dozda hazza sahip olabilir. Ancak hayatının kontrolünü elinde tutabilen ve özsaygısı gelişmiş biri ‘nitelikli haz’ zı tatma lüksüne erişebilir.
Umarım bu yazı ile tatmin edilmiş arzular ve uzak durulan acıların sahteliği ile hakiki mutluluktan giderek uzaklaştığımız dünya düzenini değiştirmenin gerekliliğine vurgu yapabilmişimdir.
[…] sozturkk tarafındanNisan 5, 2023Temmuz 4, 2023BAŞLIKLAR Danaos Kızları Stoacılık Machiavelli ve “Prens” Platon’un Mağarası Faydanın Sınırı […]
Bazı insanlarda, oldukça sıradan bir yaşam sürer, kendini sadece iyilik yapmaya adayarak bunun ona sağladığı manevi haz ve fayda ile ömrünün sonuna kadar mutlu ve mesut bir hayat sürdürmeyi tercih eder. Tıpkı herşeyi olduğu halde, hiçbirşeyi olmayan insanların ömür boyu mutsuz olması ve bu kazanımlarından hiçbir fayda sağlayamaması gibi.